Beslendiğim Kaynaklar / Güzel Dostlar

Okumak, inanılmaz keyif aldığımız, gelişimimize en çok katkıyı veren eylem. Ancak günümüz itibarıyla her saniye, her dakika katlanarak artan bir hızda içerik üretilmekte ve insan ancak bunun mini minnacık bir kısmını okuyacak ömre sahip. İşte tam da bu nedenle, elekten geçmiş, doyurucu ve bilgi verici, özetle “kayda değer” yazıları/yazarları bulmak gerek. O halde gelin, beslendiğimiz kaynakları tek tek aktaralım, belki feyz alırsınız. (İsimler alfabetik olarak sıralanmıştır.)

Ayça Budak: IWSA’nın yöneticisi Ayça Budak, düzensiz aralıklarla Gastronotun Köşesini kaleme alıyor. (Hastası olduğumuz köşe isimlerinden.) Her yazısı pek tatlı ve pek leziz. Nokta atışı konulara parmak basıyor, özgün. Ayrıca yaptığı göndermelere baktığınızda yazarın ne kadar dolu dolu olduğunu anlıyorsunuz. Ayça lütfen daha sık yazar mısın? *masum kedi bakışı*

Ayseli İzmen: Ayseli’nin gezilerinin hızına hiçbir zaman yetişemeyeceğimizi biliyor ve artık bunu anlayışla karşılıyoruz. Hooop bir an Londra’da, bir bakmışsın Fransa’da bağları geziyor, sonra “Aaaa” diyorsun, İspanya’da tapas yiyor… Ancak işte bu gezmeler, katıldığı eğitimler ve gördüğü farklı kültürler ona öyle bir gastronomik vizyon katıyor ki anlattıklarını meraklı gözlerle dinlememek mümkün değil, güleryüzünün de bu duruma önemli bir katkısı var tabii. Ayrıca cipsle şarabı eşleştirecek kadar deneysel çalışmalar yapan başka birini tanımıyoruz, seni seviyoruz.

Aristo Pesto: Bu siteyi yeni keşfettik ama neyse ki yayın hayatına başlayalı fazla zaman geçmemiş yahu! Burada sadece yeme içme yok; daha çok onları ana eksene alan bir biçimde hayat, tarih, gezme, tozma ve sanat var. Bilinçli tüketiniz.

Bağhane: Bağhane güzel işler yapıyor; tadım notları yayınlıyor, şarap kültürüne değiniyor. Gerçek bir şarapsever için bulunmaz fırsat, içtiğiniz şarapları buradaki notlar ile karşılaştırın, merak ettiklerinizi yazın, sorun. Yaşasın şarapseverler!

Beyaz Yakalı Gurme: Şarabı samimiyetle seven ve kendisini bu alanda ciddiyetle yetiştiren Alper Kırdal ki resmi bir şekilde hitap ettiğimize bakmayın, bizim için Alper’dir, en büyük destekçisi ve yardımcısı Ece Özgüneş ile beraber kocaman sevdiklerimizden, ailece görüşüp, kız alıp, kız verdiklerimizden. Ancak sadece şarap mı, tabii ki bu kadarla sınırlı değil, Alper’in yemeğe de sevgisi çok büyük. Yerel ürünlerimizi destekliyor ve her daim lezzet avcılığı peşinde.

Bira Atölyesi: Bu işlere ilk başladığımızda Server Ersolmaz’ın da anlatıcıları arasında yer aldığı ‘Butik Bira Kültürüne Giriş’ atölyesine katılmış, hem bilgilenmiş hem de çok eğlenmiştik. Oradaki sohbet ve katılımcıların gözündeki ışık içimizi ısıtmıştı. Sonra tabii ki siteyi yalayıp yuttuk, ev biracılığını öğrendik, bira gezilerinden gördüğümüz çeşitli yerlere dahi gittik.

Bira Sevdası: Eğer biraya sevdalı olmak böyle bir şeyse Cihangir’e hayranız çünkü sevdiceği hakkında öyle uzun, öyle dolu dolu yazılar yazıyor ki… Ona durmadan iltifat etmek isteyen bir aşık gibi. Dünya’nın dört bir yanından biraları ele alıyor, onların hikayelerini tabiri caizse masallaştırıyor.

Bugün Ne Yesem: Sorduğu soruya layıkıyla cevap veren sitelerden biri “Bugün Ne Yesem?”, mekanları hakkaniyetli bir şekilde tanıtıyor. Ayrıca ekipteki sevdiğimiz dostlardan Yasemin’in şaraba olan özel ilgisi sayesinde yazılara çeşitlilik ve farklılık katması da mutluluk veren diğer etmenlerden.

Culinary Backstreets: Culinary Backstreets (AAG çevirisi: Arka Sokak Lezzetleri) İngilizce yayın yapmasına rağmen alemdeki en delikanlı sitelerden biridir herhalde. Bir kere bile gözde semtler olarak isimlendirebileceğimiz ve herkesçe bilinen bölgelerdeki mekanlara gittikleri görülmemiştir; hakikaten arka sokaklarda, beyaz adamın bakış açısıyla “en olmayacak yerlerde” lezzet keşfindedirler.

Doymak Yok: Aydın Gür’ün Doymak Yok’unu pek bi’ sevdik. Neden derseniz, olay marka yönetiminde diye cevap veririz. Her detay üzerine düşünülmüş bir site burası; tutarlı, ne yapmak istediğini açıkça ilan eden ve bunu başaran bir marka. Mekanları gayet mantıklı bir şekilde tanıtıyor, en iyiyi bulmak gibi bir gayesi yok, her restoranı kendi iç dinamikleri ile değerlendirip, nesnel bir şekilde bize bunu anlattığı ve okuyucusunu yönlendirmekte başarı sağladığı için takdire şayan.

Dionysian Impulse: Zürih’te yaşayan ve İstanbul’a geliş gidişleri sırasında tanışma şansına eriştiğimiz güzel insan, Master of Wine adayı Şeyma’nın güncesi. Eh, insan şarap hakkında böyle bir yola baş koyunca ister istemez yüzeysel bilgilerle yetinmiyor. Bu nedenle Şeyma ele aldığı konuları derinlemesine işliyor ve akademik disiplinle yaklaşıyor. Doğruyu söylemek gerekirse bu tarz da çok yakışıyor. Takipçisiyiz!

Fahri Gediz: Fahri Gediz’in sitesindeki değerlendirmelere “Dünya’da neler olup bitiyor?” gözlüğüyle bakmak lazım. Gerçekten o kadar farklı ülkeleri ve mutfakları deneyimliyor ki hızına yetişmek mümkün değil. Yazılarını okurken teknik yorumlar üzerine düşünerek çok şey öğrenilebilir çünkü malzemenin ve yemeğin iyisi konusundaki referansları kuvvetli. Değerlendirme skalasındaki açıklık da takdire şayan.

Fooduristik: Yalan yok, Nurdan ekmeğinin peşinde, hep bir yerlerde, gezmelerde, keşiflerde. Ayrıca uzakmış, yakınmış, oraya da gidilir miymiş gibi kıstaslara bağlı değil, lezzet varsa, hizmet varsa ve tabii ki güler yüz varsa Nurdan orada. Üslubu ve yazı dili ayrı sevilenlerden.

gurm.ME: Uzun süredir takip edip de beğendiklerimizden, bol bol yararlandıklarımızdan. Güle oynaya geziyorlar ama gezilerini programlarken tam bizim kafadalar, akıllarda hep “Nerede, ne yemeli?” sorusu var. İşte bize böyle netlik lazım dostlar!

İçmeden SarhoşSerkan, bize viskiyi sevdiren kişilerden, çoğu damıtımevini gidip de yerinde, taa İskoçya’larda görmüş olup, viskilerini şiir gibi anlatır. Onun yazılarını okuduktan sonra oluşan “Ben de o yeşil doğanın içine kendimi atmalı, ab-ı hayatı tatmalıyım!” hissi zamanla azalsa bile asla tam olarak yok olmuyor. Ancak kendisinden bir ricamız var, lütfen daha çok yazsın.

Keyif Notları: Şarap alemindeki kalelerimizden biri desek yeridir Keyif Notları için. Yıllardır yayınını belirli bir çizginin üzerinde sürdüren, içen, notlayan, güncel haberlere sitesinde yer veren, kısacası bu işe emek veren ve layıkıyla yapan bir ekipler. Özellikle Keyfi Sohbetler kısmının ayrı bir hoşumuza gittiğini belirtmeliyiz.

Kulaktan Dolma Tarifler: İstanbul’un medarı iftiharı lokantalarından Kantin’i var eden Şemsa Denizsel’in yemek güncesi. Kantin’in o güzelim yemekleri ortaya çıkarken kafada hangi tilkiler cirit atıyor, neler düşünülüyor, zıtlıklar nasıl da bir arada dengeye oturuyor gibi konuları merak eden herkes göz atmalı. Tariflere uyarak yemekleri yapar ve bunları eşle dostla paylaşırsanız da sizden iyisi olmaz herhalde.

Levon Bağış: Agos’taki Obur köşenin biricik yazarı ve yeme içme alemindeki en en en çok sevdiğimiz ve beslendiğimiz kişilerden biri. Ayrıca “Obur” ismini de kıskandığımızı söylemeli, yemeyi seven bir insanı tanımlamak için daha güzel bir sıfat olamaz. Şarap konusuna merak saldı iseniz başvurmanız gereken adreslerin başında yine Levon geliyor. Her hafta yazılarını merak ve heyecan ile beklediğimiz Levon’un düzenli okuyucusu olunuz. Ayrıca bilin ki Levon haksızlıklar karşısında dilsiz rolü yapmayacak, dobra dobra gerçekleri yazacaktır.

Löplöpçüler: 2007 yılından beri düzenli olarak güncellenmek ve yemeği seven Löplöpçüleri bu yaban internet diyarında yalnız koymamak dile kolay! Semih Diken’in “Kıyıköy, Tekirdağ, Çanakkale ve Bozcaada”yı ziyaret ederek başladığı macerası günümüz itibarıyla Afrika’da devam etmekte. Her yazı samimi ve okuyanı hemen yakalıyor, ayrıca araya tatlı tatlı “neyin ne olması” gerektiği konusundaki bilgileri sıkıştırarak da kendinizi geliştirmenizi sağlıyor.

Mide Lobisi: Burası bir Facebook grubu. Günün birinde İlker (NeYedikBe!), bak ortam çok şahane, durmadan yeme içme konuşan bir ekip var, başka da işleri yok, logoları da AYI dedi ve bizleri gruba ekledi. Ayıyı görünce zaten kanımız ısınmıştı ama içerideki ortam gerçekten şahane, yeme ve içme ile ilgili aklınıza gelecek ve muhtemelen gelmeyecek her şey konuşuluyor.

Mizanplas: Fransızca bir deyim olan “Mis en place”ın okunduğu gibi yazılarak dilimize kazandırılması ile haznemize katılan bir kelime, yemek öncesi yapılan ön hazırlık anlamına gelmekte. Bunu ortaya koyduktan sonra vurgulayalım, Mizanplas, gastronomi alanında Türkçe yayın yapan yerler arasındaki gizli hazinelerden biri, yeteri kadar keşfedilmediği kanısındayız. O kadar doyurucu yazılar var ki yemeğin asla ve asla basit şey olmadığını anlıyor, bu kültürü felsefesi ile beraber çok boyutlu bir şekilde tanıma şansı buluyorsunuz. Kendilerine teşekkür ederiz.

Nerede Ne Yemeli: Çoğu kişinin spor dünyasından tanıdığı Barbaros Çıdal bir yemek düşkünü ve sağolsun ki gezip gördüğü yerlerdeki öne çıkan lezzetleri “Nerede Ne Yemeli” isimli sitesi üzerinden bizlerle paylaşıyor. En hoşumuza giden yönü Barbaros Çıdal’ın samimiyeti ile nesnel ve güvenilir yorumları. Ayrıca bol bol şehir dışına gittiği için Türkiye’nin dört bir yanından çeşit çeşit mekanı tanıtması da bir diğer artısı.

Seyyar Gurme: Vallahi Eşref Borça’yı çok seviyoruz, tam bir amme hizmeti veriyor; geziyor, yiyor ve içiyor, bize de kendi deneyimlerini aktarıyor. Yanıltma yok, kandırma yok, burası güven müessesesi hanımlar ve beyler! Özellikle #yolunudeğiştir dediği mekanlara göz atmanızı hararetle öneririz.

Somelyer: Bizim bu Somelyer varsa yoksa şarap yazıyor arkadaş! Ancak yetmiyor, daha da çok yazsın, hep yazsın! Hayata her zaman aynı şekilde baktık, eğer bir konuyu bildiğini iddia eden kişi o konuyu basitleştirip de sizin için anlaşılır kılmıyorsa aslında bilmiyordur, lamı cimi yok. Somelyer, şarabı o kadar yalın, sade ve anlaşılır bir üslupla ele alıyor ki “İşte olması gereken bu. O la la la.” dedirtiyor. Ayrıca, sitesinde yer verdiği Türkçe grafiklerin ve şukela görsellerin eşi benzeri yok.

Son Mastori: İnci Özay Hatipoğlu’nun yemeklerinin tadına bakma fırsatı bulmuş bir çift olarak diyoruz ki “Tariflerinden yararlanınız efendiler!”. Gayet yaratıcı ve lezzetliler. Tabii arkadaşına anlatır gibi yazdığı gezi yazılarından da etkilenmiyor değiliz, kesinlikle daha çok gezmeliyiz!

Şarap Atölyesi: Murat Mumcuoğlu şarap hakkında o kadar uzun süredir yazıyor ki yılların oluşturduğu külliyatı okuyup da atölyesini başarıyla tamamlamak kolay değil. Ama fazlasıyla bilgilendirici! Çünkü Murat ele aldığı hiçbir konuyu üstünkörü geçmiyor, detaylıca anlatıyor, yeri geliyor nakış gibi işliyor.

Tat Dedektifi: Sevgili Sinan Hamamsarılar, bir süredir ilgilenemediği sitesini düzenli olarak güncellemeye başladı da biz gibi sevenlerini mutlu etti. Gastronomi dünyasındaki hemen her konuyu ele alan Tat Dedektifi, özellikle verdiği yemek tarifleri ile de iştahımızı açmasını biliyor. Ama söylemeden edemeyeceğiz, sitenin tasarımı sanki biraz klasik mi ne? Şöyle daha canlı ve heyecanlı bir tema arıyor insan.

Teoman Hünal: Halihazırda Vatan Gazetesi’ndeki köşesinde yazmayı sürdüren Teoman Hünal, ek olarak “Görevimiz Yemek” isimli bir televizyon programı da icra ediyor; yiyor, içiyor ve geziyor. Teoman Bey, viski ve bira konusunda derya deniz, The North Shield Pub’larının da kurucusu olarak ülkemizdeki içki kültürünün gelişmesi için elini taşın altına koyanlardan biri. Son zamanlarda bol bol gezdiği için ayak izlerini takip etmek güzel olacaktır.

Tuba Şatana: Bir süredir yazılarına hasret kaldığımız Tuba Şatana neyse ki Hürriyet’te yazmaya başladı da yüzümüz güldü. Yazarımız gerçek bir esnaf dostu olup, İstanbul’un, Anadolu’nun ve Türkiye’nin yıllara meydan okuyan değerlerini koruyup, yüceltmeyi amaç edinmiştir; kendisini takip ettiğimiz için o kadar güzel yerler öğrendik ve özel insanların hikayelerini dinledik ki hakkını kolay kolay ödeyemeyiz.

Tuncer’ce: Baştan uyaralım, Tunce Çetinkaya’nın gezi yazıları upuzun ve detaylı. Ama öyle tatlı bir üslup tutturmuş ki okurken sıkılma ihtimaliniz yok, bilakis sanki onunla beraber ve yan yana geziyor gibisiniz. Tuncer de kendisini tek bir şehir ile sınırlamayıp, bol bol farklı yer görenlerden ve gezi konusunda ilham alınması gerekenlerden.

Vacilando: Vacilando’yu San Sebastian seyahatimiz için araştırma yaparken keşfetmiştik, art arda okuduğumuz ve her şeyi gereksizce öven pek çok yerden sonra üslubu ve yazı dili o kadar samimi ve güzel gelmişti ki adeta çölde bulduğumuz vahaydı. Sonrasında yavaş yavaş tüm siteyi keşfettik, tariflere baktıkça acıktık; o halde siz de acıkın! Evet, acımasızız. =) Unutmadan, lütfen daha çok güncellenelim.

Vedat Milor: Üzerine çok fazla bir şey söylemeye gerek olmayan bir isim, fazlasıyla tanınıyor; bilgisi, algısı, görgüsü ve üslubuyla da tanınırlığını hak ediyor. Yemeğe olan yaklaşımını, her daim tekniklere değinmesini, kaliteye vurgu yapımasını ve muhtemelen akademiden geliyor olmanın etkisiyle konuları ele alırken kurduğu neden sonuç ilişkilerini seviyoruz. Güncel durum itibarıyla Hürriyet’te yazmakta ancak kendi adına kurduğu sitesi ve İngilizce yayın yapan Gastromondiale üzerinden de zihin açıcı yazılarına ulaşmak mümkün.

Viski Defterim: Bit tabii viski de seviyor ve içiyoruz ancak asla gerçek bir viski sever kadar yoğun ve derinlikli bir aşk ilişkisi yaşamadık bu meretle. Atakan Özdemir ise işte o tarif ettiğimiz aşkı yaşayan bir viski sevdalısı. Kıskanılacak seviyede güzel viski tadım notları kaleme almakta, kokuları, ilk yudumun ardından viskinin damağında bıraktığı aromaları ve bitişi tarif edişine hayran olmamak elde değil. Viski sevin veya sevmeyin, bu defteri okurken öğrenecek şey çok.

Whisky Monster: Canımız, bir tanemiz, sevdiceğimiz Koray Kaan Özdemir, pek çoğunuzun bildiği lakabıyla Keyif Adamı, Amerika’ya yerleşince adını değiştirdi ve Tazmanya Canavarına atıf yapan logoya sahip Whisky Monster ile yayın hayatına devam ediyor. (Whiskey or Whisky?). İsim kendini anlatıyor, asıl sevdası viski ama bira, şarap ve kokteyl konusunda da bilgi dolu sitesi. Amerika’nın yapacağı olumlu katkıları ise merakla beklemekteyiz.

Wines Of Nesli: Nesli, şarap yapımcısı, bizim bayıla bayıla içtiğimiz beyazlara, kırmızılara, pembelere o hayat veriyor. Daha çok yer görmek, her kültürden beslenmek ve bu işin sırlarını öğrenmek için de bol bol geziyor; Şili, Amerika, Fransa, İspanya… Bize de İngilizce olarak tuttuğu güncesini okumak kalıyor. Kocaman sevgiler sana Nesli!

Yenihayat’ın Tadı: Oğuz Yenihayat, sitesini en az güncelleyenlerden biri, kesinlikle daha çok içerik üretmesi taraftarıyız! Çünkü kendisi yeme, içme veya gezme üzerine yazarken açık ve net bir üslupla hareket ediyor, okuması gayet keyifli ve sürprizlere yer yok.

Bu yazıda yalnızca sitesini güncel tutan ve/veya yazılı basında düzenli olarak köşe yazan kişilere yer vermeyi amaçladık. Tabii yukarıda sayılan hemen her ismin Instagram hesabı da var; aratın, bulun ve takip edin, hatta Adım Adım Gurme‘yi de takip etmeyi es geçmeyin. =) Sitesi olmamakla beraber yalnızca Instagram gibi sosyal mecralar üzerinden yayın yapan başka kaynaklar da takip ediyoruz lakin yazılı, basılı şekilde içerik üretmek daha geçerli olduğu için o isimlere bu yazı kapsamında yer vermedik. Onların da eskimeyecek ve unutulmayacak bu tür alanlarda yer alması en büyük dileğimiz.

2 comments on “Beslendiğim Kaynaklar / Güzel Dostlar”

  1. Gerçekten çok faydalı ve etkili konulara deyinmişiniz. Doğrucu bir kanıda ve etkileyici yazınıza bayıldım. Böyle güzel tespitlerinizi bizimle paylaştığınız için teşekkür ederim.

    1. Asıl güzel sözleriniz için biz teşekkür ederiz; verdiğimiz isimler hoşunuza gittiyse ne mutlu!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir