Bodrum Şarapçılık – 2016 Yaz
Bodrum Şarapçılık hakkında detaylı bir yazımız sitede mevcut, okuyanlar hatırlayacak veya okuyacaklar görecektir ki sonunu şöyle bitirmiştik:
“Fotoğrafların görüntü kalitesi düşük olduğu için kusura bakmayın, ziyaretimiz sırasında fotoğraf makinemizi yanımıza almayı unutmuşuz. Ama bu bir dahaki ziyaretimiz için bahane olsun madem!”
Eh, dediğimiz gibi bahahemizi kullandık ve 2016’da en bi’ sevdiğimiz üreticimize uğradık. Bahaneye mi ihtiyacınız var diye gülerek sitem eden Erhan Bey, Bodrum’un Mumcular Köyü‘nden gelen Chardonnayler ile Şirince’nin Sauvignon Blancini harmanladıkları 2015 rekolteli beyazdan koyuverdi bardaklarımıza. İyice soğutulmuştu ve bizleri ferahlatarak yüzümüzü güldürdü. Geçen ziyaretimizden bu yana neler yaptıklarını, nelerin değiştiğini sorduk hemen. Öncelikle güzel haber, şaraphaneyi biraz daha geliştirdiklerini, ısı kontrollü ve soğutmalı tanklara geçiş yaptıklarını, bu sayede özellikle beyazlarda kalite çıtasını yükselttiklerini öğrendik; tabii içtiğimiz yeni rekolteli şaraplarda da bu durumu bizzat gözlemledik.
Tabii üzüldüğümüz şeyler de duymadık değil; Bodrum’un halen Bodrum Şarapçılık’ı tam manasıyla benimsemediğini, ne restoranların ne de gelen gidenin yeterince ilgi göstermediğini öğrendik. Bodrum’da yaşayıp da ayaklarının dibinde böyle güzel insanlar, mis gibi şaraplar varken insanların kalkıp da gelmemesi, böyle bir şansı değerlendirmemesi üzücü. Haydi nihai tüketiciyi geçtik, belki onların haberi olmuyordur ama bir de işin restoran tarafı var ki onlar yeme-içme sektörünün göbeğinde ve gelişmelerden haberdar olmama ihtimalleri yok. Ancak Füsun Hanım, “Bodrum’un üzümleri ile yapılmış yerel şarabı”na samimiyetle destek veren işletmelerin maalesef pek az olduğunu belirtiyor.
Biraz akıl yürütelim, günümüz ekonomik sisteminin tek gerçeği var: Eldeki ürünleri satmak ve zaman içerisinde satışları artırmak. Peki siz Bodrum’a gelen turistlere satış yapmak istiyorsanız, oraya has, uygun fiyatlı ve içimi gayet keyifli şarapları, üstüne üstlük hepsinin etiketleri Bodrum’da yaşayan farklı sanatçılar tarafından tasarlanmış (2015 rekoltelilerde Suat Yurtalan’ın imzası var.) ve albenileri fazlasıyla yüksekken, satamaz mısınız? Bizler bu soruya gereken yanıtı veremeyen işletmelerin vizyonundan şüphe duyduğumuzu belirtelim ve tekrar vurgulayalım, her şey dahil sistemini benimsemeyip gittiği yöredeki her sektörün kalkınmasına yardımcı olan kaliteli turisti çekmenin yolu yöresel ürünlerden ve o bölgenin markalaşmasından geçiyor. İşte bu nedenle turizm modelini dönüştüremeyen diyarlar uzun vadede cazibelerini kaybetmeye mahkumlar. Bu konularda çok dolu olsak da lafı daha fazla uzatmayalım.
Ardından Duygu, Chardonnayin monosepajını döküyor bardaklarımıza, rekolte yine 2015, üzümler Mumcular Köyü’ndeki Silva Bağlarından. Bu hoş şarabın eşliğinde rüya gibi bir fikir üzerinde akıl yürütüyoruz: Neden Bodrum Bağ Rotası/Yolu olmasın? Trakya Bağ Rotası ve Urla Bağ Yolu’nun başarıları ortada, gezginler için farkındalık yaratıldı, artık tatil planlarının içine şaraphane ziyaretleri ve şarap tadımları da ekleniyor. Bu farkındalık Bodrum ve çevresi için de yaratılabilir, şimdilik Bodrum’da iki üretici olsa bile bir tanesi daha yolda, hem geniş çaplı düşünürsek rotanın içerisine Datça Şarapçılık dahi eklenebilir. Bu fikir olgunlaşır mı veya eyleme dökülür mü bilmiyoruz ama heyecan verici olduğu kesin!
Kalkmaya yakın Yürüt ailesinin bir sürprizi daha var, bölgedeki araştırmaları sırasında keşfettikleri ve ancak 8-10 kilo bulabildikleri Sıksarı isimli üzümden yaptıkları bir şarabı ikram ediyolar. Karakterli ve geleceği parlak bir beyaz çıkmış ortaya, düşünsenize Bodrum’a has bir üzümünden yapılma şarap içeceğiz belki ileride! Etiketin hikayesi ayrıca ilginç: Erhan Bey Sıksarı’nın fotoğrafını çeker ve bilgisayara yükledikten sonra çıktısını alır ancak bir de bakar ki yazıcı bozuk. Bu nedenle fotoğraf buğulu ve renkleri garip bir şekilde, yani aslından apayrı bir şekilde basılmış. Ancak yavaş yavaş fotoğrafın yeni hali hoşuna gitmeye başlar ve deneme üretimi yapılan şarabın etiketinde kullanmaya layık görür.
Gelenekselleşmesini umduğumuz ziyaretimizlerimizden bir diğerine son verirken aile fotoğrafı çektirmeyi ihmal etmiyor ve Bodrum Şarapçılık‘ın tüm fertlerini kadeh kaldırmak için bilahare İstanbul’a beklediğimizi bildiriyoruz.