Samos’un Tatlı Şarapları
Söylence odur ki şarabın, çılgınlığın ve zevkin tanırısı Dionysos, yıllar boyunca kendisinden kaçmayı başaran Amazonları kovalamaktaydı, nihayetinde Samos’ta saklandıklarını keşfetti. Ardından, Samos halkının yardımıyla Amazonları yenmeyi başardı. Dionysos da ödül olarak kendisine yardım eden Samoslulara asmalar hediye etti, onları nasıl yetiştireceklerini ve verdikleri meyve olan üzümden hangi yöntemlerle şarap yapacaklarını öğretti.
İşte Samos’un kıymetlisi ve en değerli hazinesi Muscat Blanc à Petits Grains olarak bilinen ancak kısaltılarak Muscat adı yakıştırılan üzümler ve tabii ki onların hayat verdiği enfes şaraplar böyle ortaya çıktı. Muscat, bizdeki adıyla Misket, geniş bir üzüm ailesi, kokusuyla baş döndüren “Bornova Misketi” de bu ailenin nadide bir üyesi.
Samos’taki toplam 1.400 hektarlık bağ alanının yaklaşık %98’inde Misket ekili. Bağlar genellikle tepelik ve dağlık alanlara kurulu ve çoğunluğu Ampelos Dağı’nın yamaçlarında yer alıyor. Yükseklikleri ise 900 metreye kadar çıkabiliyor. Bağların yaş ortalaması 30 olsa bile, aralarında 100 yaşını aşkın olanları bile var. Güneşe doyan üzümlerin şeker oranı hızlıca artmasına rağmen bağların yükseklerde kurulu olması ve denizden esen serinletici rüzgarlar dengeleyici bir etki yapıyor ve üzüm istenilen şekilde olgunlaşıyor.
Samos’taki şarap üretiminin hemen hemen tamamı 1934 yılından beri faaliyet gösteren ve yaklaşık 3.000 civarında bağcının katılımıyla kurulan “Samos Şarap Üretimi Tarım Kooperatifi” (United Winemaking Agricultural Cooperative of Samos) tarafından gerçekleştiriliyor. Kooperatif, üyelerinden topladığı üzümleri Samos’ta bulunan iki ayrı şaraphanede işliyor, yaptığı şarapları satıyor ve sonrasında elde edilen geliri üyelerine dağıtıyor. Döngü yıllardır böyle sürüp gidiyor. Ürettiği şarabın yaklaşık %70’ini ihraç eden kooperatifin en iyi müşterilerinden biri de Yunanistan’ın ünlü markası Metaxa. Yunan Brendisi olarak anılan ve formülü sır gibi saklanan Metaxa, kooperatifin yıllık üretiminin %20’sini tek başına satın alıyor.
Ben de dostlarımla beraber kooperatifin Vathy’de bulunan şaraphanesi ve şarap müzesini ziyarete gittiğimizde, Samos’un harikulade şarapları ile tanışıp, hikayelerini birinci ağızdan dinleme şansı elde ettik. 2005 yılında hizmete açılan şarap müzesi, Samos’u ziyarete gelenlerin es geçmemesi gereken bir yer. Giriş ücreti 2 EUR civarında. Burada kooperatifin geçmişine ait pek çok belgenin, ödülün ve malzemenin aslını görebilir, eski dönemlerde şarap üretiminde kullanılan makine ve teçhizatı yakından inceleyebilirsiniz. Tabii bunların üstüne Samos’un o güzelim şaraplarını tadabilirsiniz.
Ziyaretim sırasında kooperatifin satış müdürü Yiannis Parassiris ile önce müzeyi geziyor, sonra tadıma geçiyoruz. Tattığım şaraplara tek tek değinmekte yarar var. Öncelikle iki farklı sek şarap deniyorum. Biri Psiles Korfes (High Peaks-Yüksek Zirveler), ciddiye alınması gereken, adından da anlaşılacağı gibi zirvelerdeki bağların hayat verdiği, diri asiditeye sahip, keyifli bir beyaz şarap. Diğeri Aegean Breeze (Ege Esintisi), ilkine kıyasla daha “rahat” bir şarap, güzel bir burun ve kolay içime sahip, deniz kıyısında yatarken ne arıyorsanız bu şarapta var. Gelelim sıvı altınlara, yani, tatlı şaraplara.
1) Samos Vin Doux
Samos’un en çok satan ve ithal edilen şarabı, altın renginde. Burunda başta olgun kavun olmak üzere sarı meyveler ve kayısı reçelini hissedebilirsiniz. Damaktaki şeker, asiditeyle o kadar güzel dengelenmiş ki bu şarabı içtikçe içesiniz geliyor. Denediğim tatlı şaraplar arasından en çok beğendiğim iki şaraptan biri bu oluyor.
2) Samos Grand Cru
Bu şarabın litre başına şeker oranı ilkine göre düşük, asiditesi ise yine dikkate değer olduğu için, tatlılığı daha hafif hissettiriyor. Rengi altın sarısından daha açık ve burnu keyif verici. İyi bir tatlı şarap örneği olsa da benim tercihim Vin Doux olacaktır.
3) Samos Anthemis
Yaptıkları tatlı şarabı 5 yıl boyunca meşe fıçılarda dinlendirmişler. Bunun sonucunda şarap derinlik kazanırken, farklı farklı aromalar ve lezzetler geliştirmiş. Koyu kızıl, bakır renginde. Burunda bal, kuru meyveler, karamel tonları hakim, ayrıca geriden gelen kakao ve çikolata kokuları da insanın başını döndürüyor. Damak harika, hem dengeli hem de çok zengin, tek bir şarap değil, farklı farklı şarapların müthiş bir bileşkesini içiyorsunuz sanki. Bayıldım! Denediğim tatlı şaraplar arasından en çok beğendiğim iki şaraptan bir diğeri de bu oluyor.
4) Samos Nectar
Aşırı olgunlaşmış Misket üzümleri, güneşte hafifçe kurutuluyor. Suyunu atan ve yoğunlaşan, şekeri iyice kendisini hissettiren bu üzümlerin şıraları gayet yoğun. Mayalar, şekeri yerken ve alkole dönüştürürken zorlanıyor. Fermantasyon yavaş ilerliyor.
Yetmiyor, ortaya çıkan şarap 6 yıl boyunca meşe fıçılarda dinlendiriliyor. Koyu kahverengi olan şarabımız, o kadar yoğun ki adeta bir şurup gibi. Şarabın, kuru meyveler, özellikle kuru üzüm, bal, fındık gibi aromaların hakim olduğu bir burnu var. Bitişi fazlasıyla uzun, damakta kalıcı. Asiditesi fena olmamasına rağmen şeker o kadar kuvvetli ki ister istemez öne geçiyor. Bu şaraptan, güzel bir gecenin ardından küçük bir yudum almalı, damakta gezdirmeli, her yere teması etmesini sağlamalı, yavaş yavaş da yutmalısınız. Şarabın zenginliği, dolgunluğu ve doygunluğu uzun süre yetecektir.
Neticede, kooperatif tarafından harikulade bir şekilde ağırlandım. Samos’un tatlılarından ilk kez Levon Bağış bahsetmiş, ardından da Metaxa ile olan inişli çıkışlı hikayesini anlatmıştı. O gün, bugündür, tatlı şarap hastası bir şarapsever olarak bu şarapları merak ediyordum. Artık onlarla tanıştığım için o kadar mutluyum ki… Samos’tan aldığım şaraplar şu an evde dinlenmekte ve açılacağı günü beklemekte. Yaptıkları her şey için Yiannis Parassiris’e ve kooperatifteki diğer emekçilere teşekkür ederim.
Madem yazıyı bitirdiniz, hazır Samos ve şarap konusu sıcağı sıcağınayken, sevgili Yasemin’in “Samos Şarap Müzesi” yazısını da okumayı ihmal etmeyin.
Bilgiler için çok teşekkürler .
Samos Vin Doux’u Nereden alabilirim acaba ?
Türkiye’de alabileceğiniz herhangi bir yer yok maalesef.