The Angels’ Share

Ken Loach’un filmi Meleklerin Payı (Angels’ Share), ismini viski dünyası ile yeni yeni ilgilenmeye başlayan kişilerin duyunca hoşuna giden bir kavramdan alıyor; çünkü bu ifade içerisinde kuvvetli bir romantizm barındırıyor. İskoç yasalarına göre viskilerin mutlaka belirli süre boyunca meşe fıçılarda bekletilmesi gerekmektedir. İşin ilginç olan kısmı, fıçıda dinlendirilen viskinin her sene yaklaşık %2’lik bir kısmı havaya karışarak yok olur. Eh, o da meleklerin payıdır.

Bu arada, sözü fazla uzatmadan söyleyeyim. Viskiye karşı en ufak bir ilginiz olsa dahi bu filmi izlemelisiniz. Nokta. Angels’ Share, viski üzerinden bir dönüşüm hikayesi anlatıyor. Ana karakterimiz Robbie ve yeni arkadaşları Albert, Mo ve Rhino çeşitli adli suçlara karıştıkları için “Zorunlu Toplumsal Hizmet” ile cezalandırılmıştır. Ne mutlu ki bu ekibin yaptığı hizmetleri kontrolle görevli olan Harry‘nin, onlara da kendi aşkı olan viski sevgisini aşılaması ile talihleri değişecektir. Ekibin hep beraber gerçekleştirdiği damıtımevi gezisi ve viski tadımları öyle güzel anlatılmış ki ortamdaki ruhu sonuna kadar hissediyorsunuz. Daha fazla filmin hikayesine girip, karşınıza çıkacak sürprizleri bozmak istemiyorum. Bu kadar detay vermek yeterli.

Angels’ Share, “Kesinlikle oralara gitmeliyim.” dedirten harikulade İskoçya görüntüleri ve oyuncuların muhakkak ki çok farklı gelecek aksanlarıyla bezeli olmasıyla da gönüllerde taht kuruyor. Bölgenin doğasına (ve insanına) hayran kalmamak elde değil. Film bittiğinde, bir an için kendimi uçak bileti bakarken bulmam sürpriz olmasa gerek.

Haydi o zaman, bir kadeh viskini koy ve filmin keyfini çıkar bakalım.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir