Bize Özel Bir Beyoğlu Rehberi

İstanbul’a yerleştiğim ilk yıllar, Taksim, özellikle Asmalı Mescit en iyi zamanlarını yaşıyordu. Hatta sokaklar o kadar kalabalık olurdu ki bazen yürüyemez, yerimizde durmak zorunda kalırdık. Etraftan şen kahkahalar gelir, her yer hınca hınç dolu olurdu. Tabii sonra pek çok olayın ve nedenin birleşkesi olarak Taksim popülerliğini kaybetti. Daha doğrusu yemeyi, içmeyi ve eğlenmeyi seven insanlar arasında popülerliğini kaybetti demek daha doğru. Ama biz Taksim’e gitmeye devam ettik, bunda Pizzera Pera‘nın (Selam Serdar!) önemli bir payı olduğu yadsınamaz. Hal böyle olunca bizim için Beyoğlu’ndaki mekanların ne anlam ifade ettiğini anlatan, “bize özel” bir rehber yapalım istedik. Şimdi kendinizi Taksim meydanında hayal edin, İstiklal’e doğru yürüyüşe başlamışsınız…

Zübeyir Ocakbaşı, Bekar Sokak

Taksim’de ocakbaşı çok, hepsinin de müdavimi ayrı. Ama sanırım benden Taksim için öneri isteseler Zübeyir aklıma gelir. İstanbul’a ilk geldiğim zamanlar, on iki yıl kadar önce sık giderdim. Sonra bir ara gitmeyi boşladım. Yakın zamanda tekrar gidince gördüm ki etleri hakikaten iyi, güzel de pişiriyorlar. Buranın en büyük sorunlarından biri yer bulmak, mutlaka birkaç gün önceden ayırtmak gerekiyor. Hem yerli hem de yabancı müşterisi çok.

Nizam Pide, Büyük Parmakkapı Sokak

Diyecek çok bir şey yok, İstanbul’da iyi pide bulmak zor. Nizam’da iyi pide var. İlaveten çorbası da güzel ve çorbanın yanında verilen ekmek de efsane lezzetli. Nizam’ı seviyoruz. Pide seviyorsanız siz de gidin, siz de sevin. Ah unutmadan, mekanın sütlacı da bi’ harika. Ben bol fındıklı ve birkaç parça muzlu seviyorum. Gide gele siz de tarzınızı oturtursunuz.

Lades Menemen, Sadri Alışık Sokak

Lades’e yine İstanbul’a yerleştiğim ilk zamanlar gitmiş, sonra birkaç kez de arkadaşlarımı götürmüştüm. Güzel menemen yapıyorlar. Ekmeği taze oluyor. Aklımda kalanlar bunlar. Bir süredir gitmişliğim yok. Ancak hani bazı mekanlar vardır ya, henüz denememişsen, en azından bir kere denemen gerekir. Taksim söz konusu olunca Lades onlardan biri. Bu arada menemen konusunda Çakallı’yı tek geçerim. Alakasız ama belirtmeden geçmemiş olayım.

Karışık aşçı tabağı

Tarihi Kalkanoğlu Pilavcısı, Ayhan Işık Sokak

Buraya gidip bir öğlen kuru fasulye, pilav ve kavurmadan oluşan öğle yemeğinizi yer, sonra işinize devam edersiniz. Olayı odur. Bam bam bam! Bu arada bildiğim kadarıyla Trabzon’daki “Tarihi Kalkanoğlu Pilav” ile herhangi bir bağları yok.

Hayvore, Turnacıbaşı Caddesi

Bir dönemki hayatım iş nedeniyle yaklaşık iki ay boyunca, her gün 9-18 arası İstiklal Caddesi’nde geçti. Bilmiyorum İstiklal’e hiç sabahın köründe gittiniz mi, bambaşka bir ortam. Her yer araç dolu bir kere, durmadan mal indiren insanlarla karşılaşıyorsunuz. (Mal indirme deyimini hep bir yazımda kullanmak istemiştim, kısmet bugüneymiş.) İşte bu dönem, öğlen saatlerinde civardaki güzel esnaf lokanlarını keşfetme şansı yakalamıştım. Hayvore onlardan biriydi. Burası, Karadeniz yemeklerinin ön plana çıktığı bir esnaf lokantası olarak tanımlanabilir. Akçaabat köftesi, hamsili pilav, hamsi tava, kaygana, karalahna sarması, laz böreği gibi lezzetler yiyebilirsiniz. Yemeklerin lezzeti ortalama ve ortalama üstüdür. Bir öğlen Taksim’deyken “Ne yesem acaba?” diye düşünüyorsanız Hayvore aklınızda bulunmalı.

James Joyce’un mutfağının da iyi olduğu dönemlerden…

James Joyce Irish Pub, Balo Sokak

James Joyce ile ilişkim genel itibarıyla Guinness birası üzerinden tanımlı. Arada Guinness’ı fıçıdan içesim geliyor, sonra aklım bu mekana gidiyor. Bildiğim kadarıyla James Joyce tüm Türkiye çapında en çok Guinness satan yer. Ama şöyle de komik bir şey var, Guinness’ten ilk yudumu aldıktan sonra “Yahu bu bira da güzel değil!” diye içimden geçiriyorum. Adeta bir sevgi ve nefret ilişkisi. Burasının ortamı güzeldir, çoğunluğu yabancıdır. Müdavimi çoktur. Keyif alınacak bir yerdir. Sadece yemeklerinin bir numarası yok, tok gelip, sadece bira içmek lazım.

İştah açan tezgahlardan…

Tunç Balık, Duduodaları Sokak

Balık Pazarı’ndaki Tunç Balık, son zamanların ünlü mekanlarından. Sosyal medyayı etkin şekilde kullanıyorlar, yakın zamanda Caddebostan’a şube açarak adlarını daha da çok duyurdular. Ürünleri kaliteli ve işlerini iyi yapıyorlar, bu nedenle ne kadar çok kişi buradan haberdar olursa o kadar iyi. Somon füme ve pastırma zaten şahane, kişisel favorilerimden isli hamsiyi es geçmeyin, lakerda bir klasik. İsteyenler için hemen sandviç de hazırlıyorlar; aklınızda olsun.

Reşat Balık Market, Sahne Sokak

Lakerda olsun, füme somon olsun, bu tür balık ürünleri söz konusu olunca akla gelen ve uğranması gereken bir diğer adres Reşat. Tarama dahil, burasının ürünleri de çok başarılı. Anadolu yakalılar için Bağdat caddesinde ikinci şubelerini açtılar.

Üç Yıldız Şekerleme, Duduodaları Sokak

Bir Beyoğlu klasiği daha. Buranın dokusu ve bizatihi Feridun Bey öyle özel ki insan huzur ve mutluluk doluyor; eskiden Taksim’in, özellikle balık pazarının nasıl bir yer olduğunu düşünmeden edemiyor. Gitmişken ilk denenmesi gereken lezzet badem ezmesi. Unutulmaya yüz tutmuş “Beyaz tatlı” yine burada bulunabiliyor. Bir de yılbaşı zamanı çıkan manduletleri var ki tadına doyum olmuyor.

Solera, Yeni Çarşı Caddesi

Solera, bir şarap barı ama hakiki bir şarap barı. Avrupa’daki örnekleri gibi, şarap ön planda. Keyifle servis ediyorlar, detaylarını anlatıyorlar. Taksim’deyseniz ve şarap içmek istiyorsanız aklınıza gelmesi gereken ilk yer burası. Tek sorunu mekanın küçük olması, ortalık kalabaklaşınca bir uğultunun içerisinde kalıyorsunuz. Tabii bir de oturduğunuz yerler o kadar rahat değil, iki saatten sonra zorlanabilirsiniz. Ama keyifle bir iki saat geçirmek için bunlara değer. Solera’nın bir diğer özelliği de bol bol yabancı misafir ağırlaması.

Flekk, Yeni Çarşı Caddesi

Yılardır gittiğimiz güzide Kokteyl barı Flekk geceyi sonlandırmak için her daim çok iyi bir seçenek. Burada iyi müzik, iyi kokteyl ve güzel insanlar var.

J’adore Chocolatier, Emir Nevruz Sokak

Ne diyeyim ki, J’adore bir taksim klasiği. Bugüne kadar gitmediyseniz gidin ve deneyin, eğer gidip de unuttuysanız tekrardan şans verin. İç tasarımı pek güzel, kaliteli kakao ve çikolata kullandıkları için bütün tatlıları başarılı. Burada yer yoksa yan taraftaki pizzacıya geçip de tatlılarınızı yeme şansınız var.

Fıccın, Kallavi Sokak

Fıccın, şubeleri ve kardeş restoranları ile beraber Kallavi’yi ele geçiren, hem öğlen yemek yemek hem de akşam rakı masası kurmak için gidilebilecek, işini hakkıyla yapan bir restoran. Varlığı mutluluk ve güven veren yerlerden. Ara ara uğruyoruz. Zeytinyağlıları başarılı, Çerkes mantılarına da bayılıyorum.

Şahin Lokantası, Orhan Adlı Apaydın Sokak

İyi bir esnaf lokantası bulmak çölde bir vaha gibidir. Çünkü dışarıda yemeğe keyif için değil de zorunluluktan gidiyorsan, bir noktadan sonra “havalı” görünen yemeklerden sıkılırsın, ev yemeği aramaya başlarsın. İşte güzide esnaf lokantası burada devreye girer. Her gün değişen menüsü ancak ara sıra yaptığı klasikleri ile adeta kurtarıcıdır. Gider kendine karışık bir aşçı tabağı yaptırır, önden az çorba almayı ihmal etmezsin. Şahin Lokantası, Taksim’deki esnaf lokantaları arasındaki favorilerimden.

Favori pizzalarımızdan!

Pizzeria Pera, Gönül Sokak

Daha yazının başında Pizzeria Pera’ya ve Serdar’a boş yere gönderme yapmadık. Gerçekten de uzun süredir Taksim’e gelmek için ana nedenimiz onlar. Ara ara pizzalarını aş eriyoruz. Favorilerimiz: “Olive Nere, Capperi e Cipolla” ve “Diavola“. Eğer buraya ilk kez geliyorsanız oturur oturmaz Tiramusu’nuzu da ayırtın. Biter falan mazallah. Bu mekanın bir diğer gönlümüzü çalan özelliği Serdar’ın şarap menüsünün üzerine titremesi; bolca şarap deneyen, menüsünü her daim geliştirmeye çalışan Serdar, seçtiği her şarabın menüde neyle eşleşeceği üzerine düşünmesiyle fark yaratıyor. Bu sayede yemek ve şarap beraber özel bir deneyime dönüşüyor. Yıllardır gittiğimiz bu mekandan bahsederken sevgili Kardelen’in, Mehmet’in ve Savaş’ın adını anmazsak eksik kalır. Seviyoruz!

Mabou, General Yazgan Sokak

Mabou, küçücük bir dükkanı öylesine güzel değerlendirmiş ki başkasının o noktada bu denli başarılı olma şansı yoktu. Cem, neye elini atsa “şef dokunuşuyla” onun lezzetini yukarı çeken, müşterisine karşı samimi bir insan. Onun kişiliği, bütün ekibe ve mekanın ruhuna yansıyınca insanın kendini mutlu hissedeceği bir yer, Mabou ortaya çıkmış. Burada menüden tekil başlangıç ve ana yemeklerden seçebileceğiniz gibi, tadım menüsü alma şansınız da var. Bana göre önce tadım menüsünü alın, farklı farklı şeyler yiyin. Böylelikle favorilerinizi belirleme şansınız olur.

Azgın Tavuk!

Bordel, Jurnal Sokak

Mabou’nun şefi Cem’in yeni girişimi Bordel, bir sokak yemekçisi. Yemeğinizi sipariş ediyor, isterseniz biranızı alıyor, sonrasında sokaktaki sandalyelere kurulup da yiyorsunuz. Harika sosisleri, Azgın Tavuk’u ve aklınıza hem gelebilecek hem de gelemeyecek yaratıcı lezzetleri ile Bordel, Taksim’e yeni bir soluk getirdi. Olduğu yeri Avrupaileştirdi. Bu arada tatlı olarak verdikleri baklavalı dondurmaları da bi’ harika!

Vacilando, Dibek Sokak

Doğa, hayvan ve insan dostu bir mekan olarak kendini tanımlayan Vacilando’ya öncelikle huzur bulmak için gelmelisiniz. Dışarıda ağaçların gölgesi altında oturabilir veya içeride antikalarla iç içe zaman geçirebilirsiniz. Vacilando’da yiyecek seçeneği çok. Glutensiz, şekersiz vb. seçenekleri de sunuluyor. Sonuçta kendinizi turtalar, kruvasanlar, galetteler, kekler, kurabiyeler, mereng ve leziz kişler ile şımartabilirsiniz. Bu güzelliklerin yanında çoğu kişi kahve tercih etse de özellikle su kefiri denenmesi gereken içeceklerden.

Kokteyl içmeden yemeğe başlayamam triplerinde bir Doğu

Aheste, Meşrutiyet Caddesi

Kendinizi Avrupa’da hissedeceğiniz bir diğer mekan ise Aheste. Gerçekten mekanın büyülü bir havası var. Bembeyaz örtü serilmiş masanıza oturunca burada güzel şeyler yiyip içeceğinizi hissediyorsunuz. Nihayetinde öyle de oluyor. Burada bu coğrafyanın yemekleri ve mezeleri, çeşitli dokunuşlarla yeniden yorumlanıyor ve ortaya leziz tabaklar çıkıyor. Aheste, özel günler ve kutlamalar için de mutlaka akıllarda olmalı.

Dönerci Engin’in Yeri, Topçu Musa Caddesi

Taksim’e geleceksiniz ve iyi bir döner mi yemek istiyorsunuz? O zaman Şişhane’de inip, kendinizi Engin’in mekanına atacaksınız.

One comment on “Bize Özel Bir Beyoğlu Rehberi”

  1. s.a. dedi ki:

    keşke sizin gezdiğiniz yerleri “vr” gözlük ile gezsek.Şahane olurdu.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir